Riskli gebelere ‘güvenli destek’ sağlıyorlar

Trabzon Hastanesi Gebe Okulu, Anne Adaylarına Doğum Sürecine Hazırlık Eğitimleri Veriyor

Trabzon ve çevre illerden riskli gebelere hizmet veren hastanenin bünyesindeki okulda, anne adaylarına beslenme, egzersiz, doğum sürecine hazırlık, doğum sancısıyla baş etme yöntemleri, lohusalık ve yenidoğan bakımı ile emzirme konularında eğitimler veriliyor. Uzman ebe, kadın doğum uzmanı, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog gibi sağlık çalışanları tarafından verilen eğitimlerle doğuma dair kaygı ve korkuların azaltılması, annenin bedenine güveninin artırılması ve sağlıklı nesillerin yetişmesine katkı sağlanması amaçlanıyor. Gebe okulu, bilinçli annelik sürecine destek olmanın yanı sıra doğum korkularının azaltılması ve sezaryen oranlarının düşürülmesinde önemli bir rol oynuyor.

Doğurganlık Hızı Düşüşte, Sezaryen Oranları Yüksek

KTÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Songül Aktaş, Türkiye’deki doğum oranları hakkında açıklamalarda bulundu. Aktaş’a göre, OECD ülkeleri arasında Türkiye, sezaryen ile doğum oranlarında birinci sırada yer alıyor. Aktaş, medikal gereklilik olmadıkça sezaryenin anne ve bebek için risk oluşturabileceğine dikkat çekerek, Türkiye’de doğurganlık hızının istenen seviyenin oldukça altında olduğunu belirtti. Bu durumun nüfus açısından risk teşkil ettiğine vurgu yaptı.

Aktaş, İskandinav ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye’nin geride kaldığını, doğum korkularını azaltarak ve doğal doğumu teşvik ederek bu durumu düzeltebileceğimizi savundu. Gebe okullarının yaygınlaştırılması konusunda ise ivedilikle adım atılması gerektiğini belirtti.

Gebe Okulları Riskli Gebelere Destek Oluyor

Aktaş, Trabzon’daki Gebe Okulu’nun oldukça donanımlı olduğunu ve diğer illerden gelen riskli gebelere de hizmet verdiklerini ifade etti. Riskli gebeliğin anneler üzerindeki stresi ve korkuyu artırdığını belirten Aktaş, sağlık profesyonellerinin bu konuda yönlendirici ve destekleyici rol oynamasının önemine vurgu yaptı. Gebe okullarının sezaryen oranlarının düşürülmesinde önemli bir rol aldığını ve Sağlık Bakanlığının normal doğumu teşvik etme planına destek verdiklerini sözlerine ekledi.

Aktaş, KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Gebe Okulu’nda hem riskli gebelere hem de diğer gebelere güvenli destek hizmeti verildiğini belirtti. Gebe okullarının yaygınlaştırılmasıyla annelerin doğum süreçlerine daha bilinçli ve güvenli bir şekilde hazırlanabileceğini söyledi.

Related Posts

Görme kaybının sessiz nedeni: Bu belirti körlüğe yol açabilir

Ağrısız başlıyor, sessizce ilerliyor ve sonu körlük olabiliyor. Medipol Sağlık Grubu’ndan Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, retina damar tıkanıklıklarının bu sinsi tehlikesine dikkat çekerek; ileri yaş, hipertansiyon ve sigara kullanımının riski artırdığını belirtti.

“Ateş düşürücüler de etkili olmuyor!”: Şikâyetler arttı, güneş çarpmasına karşı ne yapılmalı?

“Ateş düşürücüler de etkili olmuyor!”: Şikâyetler arttı, güneş çarpmasına karşı ne yapılmalı?

26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü: Genç yaşta uyuşturucu ölümlerinde ilk 5’teyiz!

26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü: Genç yaşta uyuşturucu ölümlerinde ilk 5’teyiz!

Masum gibi başlıyor, ciddi sorunlara yol açabiliyor: Alerjik rinite dikkat!

Burun tıkanıklığı, öksürük ve kaşıntı gibi basit belirtilerle ortaya çıkan alerjik rinit, tedavi edilmediğinde uyku apnesinden işitme kaybına kadar birçok ciddi sağlık problemine neden olabiliyor.

Kalbinizde plastik olabilir mi? Uzmanından kritik açıklama

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Demir, mikroplastiklerin yalnızca sindirim sistemini değil; kalp, beyin ve böbrekleri de tehdit ettiğini belirtti. Mikroplastiklerin vücutta iltihap oluşturduğunu söyleyen Demir, kalp krizi riskinin bu nedenle arttığını vurguladı.

Yaz aylarında su yerine başka sıvılar tercih edilmemeli

Sıcak havalarda özellikle güneşin en tepede olduğu saatlerde dışarıda kalmaktan kaçınılması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Veysel Kıdır, “Yaz aylarında su yerine başka sıvılar tercih edilmemeli. Sulu meyveler sıvı ihtiyacına katkı sağlasa da suyun yerini tam anlamıyla tutmaz. Fazla meyve tüketimi kan şekerini yükseltebilir ve karaciğer yağlanmasına neden olabilir” dedi.